Bilim dünyasına Mehmet Fuat Köprülü tarafından tanıtılmıştır. Asıl adı Hamza’dır. “Mutrib (çalgıcı, şarkıcı), kıssahan (hikaye anlatıcısı)” anlamına gelen Şeyyâd sanıyla anılan şair, şiirlerini Şeyyâd Hamza imzasıyla/mahlasıyla kaleme almıştır. Yaşamı
hakkında kesin bilgiler bulunmasa da Akşehir yöresinde yaşadığı, dini-tasavvufi
şiirleriyle Ahmet Fakih'i izlediği yolundaki görüşler yaygındır. Onun,
Anadolu'yu dolaşarak halka dini-tasavvufî şiirler söyleyen gezici bir derviş
olduğu sanılmaktadır. Şeyyad Hamza, 14. ve 15. yüzyılların Anadolu'sunda etkin
olan dini-tasavvufî şiir akımının önemli temsilcilerinden biri olarak kabul
edilir.
Şairin
din dışı gazellerinin de olması, dini-tasavvufî kimliğinin yanı sıra dünyevi
yönünün olduğunu da gösterir. Hem aruzla hem de hece ölçüsüyle şiirler yazmış,
şiirlerinde dörtlük, mesnevi, gazel, kaside gibi değişik nazım şekillerini
kullanmıştı. Genellikle dinî-tasavvufî içerikli şiirler kaleme alan Şeyyâd Hamza’nın en fazla işlediği tema ölümdür.
Yapıtları
Yusuf u Züleyha: Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmış, 1529 beyitten oluşan bir mesnevidir. Hz. Yûsuf ile Züleyhâ anlatılmaktadır.
Dâsitân-ı Sultân Mahmûd: 79 beyitten oluşan bir mesnevidir. Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmıştır. Tasavvuf felsefesinin işlendiği eserde, Gazneli Mahmûd ile bir derviş arasında geçen diyaloglar üzerinden “madde” ile “mânâ” mukayesesi yapılmıştır.
Mi’râc-nâme: Miraç hadisesinin sade bir dil ve yalın bir üslupla anlatıldığı 545 beyit uzunluğundaki bu mesnevî aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle kaleme alınmıştır.
Ahvâl-i Kıyâmet: Kıyametin nasıl kopacağı, ölülerin nasıl dirileceği, Hz. Peygamber’in ümmetine nasıl şefaatçi olacağı ve hangi kavimlerin cennete veya cehenneme gideceği gibi konuların sade bir dille anlatıldığı 289 beyitlik bu mesnevî, aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle kaleme alınmıştır.
Vefât-ı Hazret-i Muhammed Aleyhi’s-selâm: Hz. Muhammed’in vefatının konu edildiği bu mesnevî de aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmıştır.
Yukarıdaki manzumelerin yanı sıra Şeyyâd Hamza’nın değişik mecmualarda tespit edilmiş 15 müstakil şiiri bulunmaktadır.
Gazel
Ecel
tutmuş elinde bir ulu câm
Ki
ol câmın içi dolu ser-encâm
Kime
ayak sunar kime içürmiş
Kimi
esrük yatur toprakta müdâm
Zihî
şerbet ki bir kez ondan içen
Ne
subh olduğun bilir ne ahşâm
Ne
şerbetdür bu hiç rengi bilinmez
Kızıl
mı ak mıdır ya puhte ya hâm
Ne
arslanlaru yaturmuş bu sâki
Ne
ejderhalar olmuştur ona râm
Günümüz
Türkçesiyle
1.
Ecel eline içi ibret verici olaylarla dolu koca bir kadeh almış, ki bu kadehin içi işin sonunu gösteren bir akibetle dolu.
2.
Kadehi kimine daha yeni sunuyor, kimine daha önce içirmiş, kimi sarhoş olmuş
toprakta sürekli yatıyor.
3.
Bu, öyle güzel bir şerbettir ki ondan bir defa içen, ne sabah olduğunu bilir ne
de akşam.
4.
Bu nasıl bir şerbettir ki rengi, mahiyeti bilinmez, kırmızı mı beyaz mı,
yıllanmış şarap mı, yoksa taze mi?
5.
Bu saki, nice aslan gibi yiğitleri yerlere sermiştir, nice ejderhalar ona boyun
eğmek zorunda kalmıştır.
Yûsuf u Züleyhâ’dan
Bunun üzerine delim yıl giçer zamân
Yûsuf’a iletür anı bir bâzergân
Satar anı Yûsuf’a Yûsuf alur
Kamudan has kendüye anı kılur
Her işi kim Yûsuf’un olur-ıdı
Ana eytse ol tamâm kılur-ıdı
İmdi diler ol Beşîr’e buyura
Ol gönlegi iltüp Ya’kûb’a vire
Biti yazar Beşîr’e virür tonı
Ken’an’a ilet Ya’kûb’a vir dir bunı
Beşîr alur ol tonı varur gider
Vir salavât eydeyim imdi n’ider
Çün Beşîr ol Ken’an’a on gün kala
Destûr gelür Çalap’dan şol dem yile
Yûsuf kohusın iledür Ya’kûb’a
Kâsid bir kez güler Ya’kûb baba
Eytdi uş geldi Yûsuf’dan bir kohu
Dirmiş haberin bildürem ahu
Oglınun oglanları eydür dede
Yûsuf iysi burnundan kaçan gide
Uşagını iyidür burnundan kokar
Anı tuydun çıkdı cânundan buhâr
İrdi Beşîr Ken’ân’a imdi iy dede
Gördi ton yur bir avrat hem dârde
Selâm virdi ol avrat aldı selâm
Söyledi ol avrata bir kaç kelâm
Eytdi Ya’kûb evi kandadur degil
Anı bana eydi virgil söylegil
Avrat eydür Ya’kûb agrısı katı
Beşîr eydür Yûsuf’dan geldi biti
Kaynaklar
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Palme Yayıncılık
http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=7073
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder