Sayfalar

18 Şubat 2017 Cumartesi

Şeyyad Hamza (?-1348)

Şeyyat Hamza

Bilim dünyasına Mehmet Fuat Köprülü tarafından tanıtılmıştır. Asıl adı Hamza’dır. “Mutrib (çalgıcı, şarkıcı), kıssahan (hikaye anlatıcısı)” anlamına gelen Şeyyâd sanıyla anılan şair, şiirlerini Şeyyâd Hamza imzasıyla/mahlasıyla kaleme almıştır.  Yaşamı hakkında kesin bilgiler bulunmasa da Akşehir yöresinde yaşadığı, dini-tasavvufi şiirleriyle Ahmet Fakih'i izlediği yolundaki görüşler yaygındır. Onun, Anadolu'yu dolaşarak halka dini-tasavvufî şiirler söyleyen gezici bir derviş olduğu sanılmaktadır. Şeyyad Hamza, 14. ve 15. yüzyılların Anadolu'sunda etkin olan dini-tasavvufî şiir akımının önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir.


Şairin din dışı gazellerinin de olması, dini-tasavvufî kimliğinin yanı sıra dünyevi yönünün olduğunu da gösterir. Hem aruzla hem de hece ölçüsüyle şiirler yazmış, şiirlerinde dörtlük, mesnevi, gazel, kaside gibi değişik nazım şekillerini kullanmıştı. Genellikle dinî-tasavvufî içerikli şiirler kaleme alan Şeyyâd Hamza’nın en fazla işlediği tema ölümdür.


Yapıtları

Yusuf u Züleyha: Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmış, 1529 beyitten oluşan bir mesnevidir. Hz. Yûsuf ile Züleyhâ anlatılmaktadır. 

Dâsitân-ı Sultân Mahmûd: 79 beyitten oluşan bir mesnevidir. Aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmıştır. Tasavvuf felsefesinin işlendiği eserde, Gazneli Mahmûd ile bir derviş arasında geçen diyaloglar üzerinden “madde” ile “mânâ” mukayesesi yapılmıştır. 

Mi’râc-nâme: Miraç hadisesinin sade bir dil ve yalın bir üslupla anlatıldığı 545 beyit uzunluğundaki bu mesnevî aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle kaleme alınmıştır.


Ahvâl-i Kıyâmet: Kıyametin nasıl kopacağı, ölülerin nasıl dirileceği, Hz. Peygamber’in ümmetine nasıl şefaatçi olacağı ve hangi kavimlerin cennete veya cehenneme gideceği gibi konuların sade bir dille anlatıldığı 289 beyitlik bu mesnevî, aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle kaleme alınmıştır.


Vefât-ı Hazret-i Muhammed Aleyhi’s-selâm: Hz. Muhammed’in vefatının konu edildiği bu mesnevî de aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” vezniyle yazılmıştır.


Yukarıdaki manzumelerin yanı sıra Şeyyâd Hamza’nın değişik mecmualarda tespit edilmiş 15 müstakil şiiri bulunmaktadır.



Gazel

Ecel tutmuş elinde bir ulu câm
Ki ol câmın içi dolu ser-encâm

Kime ayak sunar kime içürmiş
Kimi esrük yatur toprakta müdâm

Zihî şerbet ki bir kez ondan içen
Ne subh olduğun bilir ne ahşâm

Ne şerbetdür bu hiç rengi bilinmez
Kızıl mı ak mıdır ya puhte ya hâm

Ne arslanlaru yaturmuş bu sâki
Ne ejderhalar olmuştur ona râm


Günümüz Türkçesiyle

1. Ecel eline içi ibret verici olaylarla dolu koca bir kadeh almış, ki bu kadehin içi işin sonunu gösteren bir akibetle dolu.

2. Kadehi kimine daha yeni sunuyor, kimine daha önce içirmiş, kimi sarhoş olmuş toprakta sürekli yatıyor.

3. Bu, öyle güzel bir şerbettir ki ondan bir defa içen, ne sabah olduğunu bilir ne de akşam.

4. Bu nasıl bir şerbettir ki rengi, mahiyeti bilinmez, kırmızı mı beyaz mı, yıllanmış şarap mı, yoksa taze mi?

5. Bu saki, nice aslan gibi yiğitleri yerlere sermiştir, nice ejderhalar ona boyun eğmek zorunda kalmıştır.



Yûsuf u Züleyhâ’dan


Bunun üzerine delim yıl giçer zamân

Yûsuf’a iletür anı bir bâzergân


Satar anı Yûsuf’a Yûsuf alur

Kamudan has kendüye anı kılur


Her işi kim Yûsuf’un olur-ıdı

Ana eytse ol tamâm kılur-ıdı


İmdi diler ol Beşîr’e buyura

Ol gönlegi iltüp Ya’kûb’a vire


Biti yazar Beşîr’e virür tonı

Ken’an’a ilet Ya’kûb’a vir dir bunı


Beşîr alur ol tonı varur gider

Vir salavât eydeyim imdi n’ider


Çün Beşîr ol Ken’an’a on gün kala

Destûr gelür Çalap’dan şol dem yile


Yûsuf kohusın iledür Ya’kûb’a

Kâsid bir kez güler Ya’kûb baba


Eytdi uş geldi Yûsuf’dan bir kohu

Dirmiş haberin bildürem ahu


Oglınun oglanları eydür dede

Yûsuf iysi burnundan kaçan gide


Uşagını iyidür burnundan kokar

Anı tuydun çıkdı cânundan buhâr


İrdi Beşîr Ken’ân’a imdi iy dede

Gördi ton yur bir avrat hem dârde


Selâm virdi ol avrat aldı selâm

Söyledi ol avrata bir kaç kelâm


Eytdi Ya’kûb evi kandadur degil

Anı bana eydi virgil söylegil


Avrat eydür Ya’kûb agrısı katı
Beşîr eydür Yûsuf’dan geldi biti



Kaynaklar
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Palme Yayıncılık
http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&detay=7073

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder