Sayfalar

8 Şubat 2017 Çarşamba

Cenap Şahabettin (1870-1934)


Servet-i Fünun şiiri

  • Asıl mesleği doktorluktur.
  • Servetifünun şiirinin Tevfik Fikret'ten sonraki en önemli ismidir.
  • Hem şiir hem de düz yazı türlerinde eserleri vardır fakat asıl önemli yanı şairliğidir.
  • Şiirlerinde müzikaliteye önem vermiştir. Müzikalite açısından aruz ölçüsünü zengin bulduğu için bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. Hece ölçüsünü küçümsemiş, "parmak hesabı" diye nitelendirmiştir.
  • Şiirde ahenk unsuruna önem vermiştir.
  • Biçim güzelliğini önemsemiştir.
  • Şiirlerindeki başlıca temalar "aşk" ve "tabiat"tır. Aşk şiirleri bazen çok romantik bazen de çok maddidir.
  • Ona göre sanat, sanat içindir hatta sanat güzellik içindir. Şiirlerinde sosyal konulara hiç değinmemiş, sadece kişisel konuları işlemiştir.
  • Doğa ile ilgili şiirleri kişinin iç dünyası ile dış dünyasının başarılı bir kompozisyonudur. Servetifünun sanatçıları arasında tabiatı en çok işleyen şairdir.
  • "Tablo şiir" yazmıştır. Ona göre şiir, sözcüklerle yapılmış bir resimdir.
  • Şiirlerinde çok zengin bir lirizm vardır. Çok renkli ve geniş bir hayal gücüne sahip olan şair, sembolleri sıkça kullanır.
  • Şiirlerinde nükteye, söz oyunlarına, zekâ gösterişlerine önem verir. Hiç duyulmamış mecaz, imge, teşbih ve istiarelere sıkça yer verir.
  • Şiirlerinde sembolizm akımının etkisi açıkça görülmektedir. Türk şiirine sembolizmi ve parnasizmi getiren Cenap Şahabettin'dir.
  • Dili oldukça ağır ve sanatlıdır. Arapça, Farsça ve Fransızcadan kimsenin bilmediği sözcükleri kullanmıştır. Berf-i zerrin (altın kar), saat-i semenfam (yasemin renkli saatler), lerze-i rûşen (parlak titreyiş) gibi hiç duyulmamış yeni tamlamalar kullanmıştır. Şiirleri dil bilgisi kurallarını hiçe sayan tamlama ve sıfatlarla doludur.
  • 1908'den sonra "Yeni Lisan"cılarla uzun ve sert tartışmalara girişmiştir.
  • "Serbest müstezat" nazım biçimini geliştirerek başarıyla kullanmıştır. Şiirlerinde "sone" nazım biçimini de başarılı bir şekilde kullanmıştır.
  • "Elhan-ı Şita" en ünlü şiiridir. Kış mevsimini anlatır. Türk edebiyatında doğayı anlatan en önemli şiirlerden birisidir. Kış manzaralarından, kar yağışının bıraktığı izlenimlerden söz etmiştir.
  • "Yakazat-ı Leyliye" (gece uyanıklıkları) diğer önemli şiiridir.
  • Cenap Şahabettin, aynı zamanda bir düz yazı ustasıdır. Düz yazılarında dil, şiirlerine göre sadedir.



Eserleri


Şiir: Tamat (gençlik şiirleri)

Özdeyiş: Tiryaki Sözleri (Türk edebiyatında özdeyiş türündeki ilk eserlerdendir.)

Gezi Yazısı: Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları, Afak-ı Irak

Makale-Deneme-Sohbet: Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Harp, Nesr-i Sulh

Tiyatro: Körebe, Yalan, Küçükbeyler

İnceleme: Shakespeare, Kadı Burhanettin



ELHAN - I ŞİTA 
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş, 
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar
Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar
Ey kulûbün sürûd-i şeydâsu, 
Ey kebûterlerin neşideleri,
O baharın bu işte ferdâsı 
Kapladı bir derin sükûta yeri 
Karlar 
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.
Ey uçarken düşüp ölen kelebek 
Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek 
Gibi kar
Seni solgun hadîkalarda arar;
Sen açarken çiçekler üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpâze, 
Nâ’şun üstünde şimdi ey mürde
Başladı parça parça pervâze 
Karlar 
Ki semâdan düşer düşer ağlar
Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar; 
Küçücük, ser-sefîd baykuşlar 
Gibi kar 
Sizi dallarda, lânelerde arar. 
Gittiniz, gittiniz siz ey mürgân,
Şimdi boş kaldı serteser yuvalar; 
Yuvalarda -yetîm-i bî-efgân!- 
Son kalan mâi tüyleri kovalar 
Karlar 
Ki havada uçar uçar ağlar.
Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir 
Berk-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter... 
Dök ey semâ -revân-ı tabiat gunûdedir- 
Hâk-i siyâhın üstüne sâfî şükûfeler!
Her şahsâr şimdi -ne yaprak, ne bir çiçek!- 
Bir tûde-i zılâl ü siyeh-reng ü nâ-ümid
Ey dest-i âsmân-ı şitâ, durma, durma, çek. 
Her şâhsârın üstüne bir sütre-i sefîd! 
Göklerden emeller gibi rizan oluyor kar 
Her sûda hayâlim gibi pûyân oluyor kar 
Bir bâd-ı hamûşun Per-i sâfında uyuklar 
Tarzında durur bir aralık sonra uçarlar, 
Soldan sağa, sağdan sola lerzân ü girîzân, 
Gâh uçmada tüyler gibi, gâh olmada rîzân 
Karlar, bütün elhânı mezâmîr-i sükûtun, 
Karlar, bütün ezhârı riyâz-ı melekûtun. 
Dök kâk-i siyâh üstüne, ey dest-i semâ dök. 
Ey dest-i semâ, dest-i kerem, dest-i şitâ dök: 
Ezhâr-ı bahârın yerine berf-i sefîdi; 
Elhân-ı tuyûrun yerine samt-ı ümîdi... 

Cenap Şahabettin

Kaynak: 11. Sınıf Türk Edebiyatı, Ekstrem Yayıncılık

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder