Sayfalar

7 Mart 2017 Salı

Fecr-i Âti Topluluğu/Edebiyatı (1909-1912)

Fecr-i Âti Edebiyatı

1901'de Servet-i Fünun Edebiyatı sona erdikten sonra edebiyat dünyasında bir boşluk oluştu. Bazı genç sanatçılar bir edebi topluluk oluşturmak için bir araya geldi. Bu gençler 20 Mart 1909'da Hilal Matbaası'nda Servet-i Fünun dergisi etrafında Fecr-i Âti (geleceğin şafağı) topluluğu adı altında toplandılar. Topluluğa ad olarak sunulan "Sinâ-yı Emel" (ideal zirvesi) beğenilmeyerek Faik Ali'nin teklif ettiği Fecr-i Âti ismi kabul edildi, Faik Ali başkanlığa seçildi. 

Sanat görüşlerini bir bildiri (beyanname/manifesto) ile ortaya koydular.


24 Şubat 1910'da Fecr-i Ati Encümen-i Edebisi Beyannamesi'nde şu görüşler yer almıştır:
  • Edebiyatı çok ciddiye almak, onu boş vakit geçirmek için bir araç olarak görmemek gerekir.
  • Batı edebiyatı örnek alınacaktır.
  • Fecr-i Âti Avrupa edebiyatında benzeri toplulukların küçük bir örneğidir.
  • Batı'nın önemli edebiyat ve düşünce eserleri çevrilecektir.
  • Edebiyat ve düşünce ile ilgili konferanslar düzenlenecektir.
  • Fecr-i Âti sanatçılarının eserleri "Fecr-i Âti Kütüphanesi" adı altında yayımlanacaktır.
  • Servet-i Fünun dergisi topluluğun yayın organıdır.
  • Dilin, edebiyatın, sosyal ve edebi bilimlerin ilerlemesine önem verilecektir.



Fecr-i Âti Topluluğunun/Edebiyatının Genel Özellikleri
  • Türk edebiyatında bildiri/beyanname yayımlayan ilk edebi topluluktur.
  • Sanat görüşlerini "Sanat şahsi ve muhteremdir (kişisel ve saygıdeğerdir" görüşüyle açıkladılar.
  • Fransız edebiyatını örnek aldılar.
  • Servet-i Fünun'a tepki olarak ortaya çıkmışlar, onları yeteri kadar Batı yanlısı olamamakla suçlamışlardır.
  • Eleştirdikleri Servet-i Fünun'dan öteye gidememişlerdir.
  • Sanat anlayışları üslup ve dil yönünden Servet-i Fünun'a benzer.
  • Şiirlerinde ağır ve süslü bir dil kullanmışlardır. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalara sıkça yer vermişlerdir.
  • Türk edebiyatına herhangi bir yenilik getirememişlerdir.
  • Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmışlardır.
  • Serbest müstezat nazım biçimini geliştirerek kullanmışlardır.
  • Sembolizm ve parnasizm akımından etkilenmişlerdir. 
  • Aşk ve tabiat şiirlerinde işledikleri başlıca konulardır.
  • Aşk teması romantik ve duygusal özellik taşır. Doğa tasvirleri gerçekten uzaktır.
  • Şiirlerinde kişilerin psikolojik sorunlarına yer verdiler.
  • Sanatlı söyleyişlere ve imgelere sıkça yer verilmiştir.
  • Düzyazı alanında önemli bir varlık gösteremeyen Fecr-i Âti sanatçıları topluluk dağıldıktan sonra çeşitli alanlarda başarılı örnekler vermişlerdir. 
  • Sanat anlayışında bir bütünlük olmadığı için Fecr-i Âti topluluğu kısa süre içinde dağılmıştır.
  • Fecr-i Âti'nin en önemli temsilcisi Ahmet Haşim'dir. Topluluk dağıldıktan sonra da sanat anlayışı değişmemiştir.
  • Topluluk dağıldıktan sonra bazı sanatçılar "Milli Edebiyat" hareketine katılmış, bazıları ise edebiyat yaşamını bağımsız olarak sürdürmüştür.




Temsilcileri

Ahmet Haşim, Aka Gündüz, Ali Canip Yöntem, Tahsin Nahit, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Mehmet Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Müfit Ratip, Celal Sahir Erozan, Faik Ali Ozansoy, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şahabettin Süleyman, Emin Bülent Serdaroğlu, İzzet Melih...


Şu sanatçılar Fecr-i Âti topluluğu dağıldıktan sonra Milli Edebiyat hareketine katılmışlardır: Mehmet Fuat Köprülü, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ali Canip Yöntem, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Şahabettin Süleyman



Kaynak: LYS Edebiyat, Limit Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder