Sayfalar

13 Mart 2017 Pazartesi

Divan Edebiyatında Nesir (Düzyazı)

inşa, münşi, münşeat, sade nesir, orta nesir, süslü nesir

Divan edebiyatı şiir ağırlıklı olmakla birlikte nesre (düzyazıya) de yer verilmiştir. Bu edebiyatta düzyazıya "inşa", yazara "münşi" ya da "nâsir" denirdi. "Münşeat" terimi de düzyazılar ("inşa"nın çoğulu anlamında) kullanılırdı. 

Genel Özellikleri

  • Dil, konu ve tür yönünden İran ve Arap edebiyatının etkisindedir.
  • Konu ve düşünceden çok, söyleyiş güzelliğine önem verilir.
  • Dili yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklüdür. Söz sanatlarına ve mecazlara önem verilir. Ağır ve süslü (sanatlı) bir dil kullanılmıştır. Arapça, Farsça sözcük ve tamlamalar çokça kullanılmıştır. 
  • Cümleler uzundur. Paragraf düzeni yoktur.
  • Cümlelere yerleştirilen secilerle (düzyazıdaki uyak, iç uyak) şiirdekine benzer bir ahenk oluşturulmaya çalışılır.
  • Noktalama işaretleri kullanılmaz.
  • Dini-ahlaki konular ağırlıklı olarak işlenir. Tarihi olaylar, gezi izlenimleri, toplumsal sorunlar, bireysel duygular gibi konuların da işlendiği olur.

Divan nesri üçe ayrılır:

a. Sade Nesir: Halkın konuşma diliyle yazılmış, sanat oyunlarına ve süslü ifadelere yer vermeyen, kolay anlaşılan düzyazıdır. Geniş halk kitlelerine değişik konularda bilgi vermeyi amaçlayan Kur'an tercüme ve tefsirleri, hadis kitapları, evliyaların kerametlerine yer veren  menakıpnameler, ilmihal, vaaz kitapları, tasavvufî eserler, halk hikayeleri, anonim Osmanlı tarihleri genellikle bu düzyazı türüyle kaleme alınmışlardır.

b. Orta Nesir: Süslü nesir ile sade nesir arasında yer alan bir düzyazı türüdür. Hem halkın konuşma dilinden farklı bir kültür diline sahiptir hem de süslü nesrin sanatlı üslûbundan uzaktır. Anlatılmak istenen şey doğrudan ortaya konmaya çalışılır. Birçok dinî, ahlakî, siyasî, coğrafî , tarihî eserler, biyografiler (yaşam öyküleri) genellikle bu düzyazı türüyle yazılmıştır.

c. Süslü (Sanatlı) Nesir: Divan edebiyatındaki, güzel yazma amacını taşıyan düzyazılara süslü nesir ya da inşa, bu metinleri yazanlara münşi ve bu metinlerden oluşmuş eserlere de münşeat denmektedir. İnşa adı verilen düzyazıların dili genellikle Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalarla dolu, secili ve sanatlıdır. Cümleler de uzundur. Bu nesir türüyle yazılmış metinleri belli bir kültür ve eğitim düzeyine erişmiş olan kesim anlayabilir. Sinan Paşa (Tazarruname), süslü nesrin kurucusudur. Nergisi ve Veysi süslü nesrin diğer önemli temsilcileridir.


Nesir Örneği

Bir Tasvir
"Bir müferrih-i dilküşâ mesire-i cennet-âsâda seccâde-i sây-i biyd üzre, leb-i cây-ı dilcû-yi keder şuy-ı ruhefzâda, tarh-efken-i bezm-i harîfâne ve halka bend-i cemiyette-i müstemendâne olup."

(Nergisi, Nihalistan'dan)

Günümüz Türkçesi:
Ferahlık verici ve gönül açan cennet gibi bir gezinti yerinde, bir söğüt gölgesinde seccadenin üstünde; ruh açıcı, keder sicili, gönül alıcı bir dere kıyısında, dostlarla bir meclis kurarak, onların halkasına sığınarak.



Kaynaklar
LYS Edebiyat, Limit Yayınları
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Editör Yayınevi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder