Sayfalar

17 Aralık 2016 Cumartesi

Battal Gazi Destanı/Battalnâme

Battal Gazi Destanı

Battalnâme, 8. yüzyılda Emeviler'in Bizans'a karşı açtıkları savaşlarda "el-Battal" (kahraman) lakabıyla şöhret kazanmış bir Müslüman Arap emirinin Türkler arasında yayılan kahramanlık menkıbelerinin destanlaştırıldığı anonim bir halk hikâyesidir. Nesir (düz yazı) şeklinde kaleme alınmıştır. Araştırmacıların ortak görüşüne göre 12. yüzyılda yazıya geçirilmiştir. 

Battalname, tarihi bir şahsiyet olduğunda şüphe bulunmayan Battal Gazi'nin menkıbevi hayatını, Anadolu'ya yerleşen Müslüman Türklerin gözüyle aksettirir. Bu menkıbelere göre Seyyid Battal Gazi, Hz. Ali soyundan Hüseyin Gazi'nin oğludur. Asıl adı Abdullah'tır. Peygamber soyundan geldiğine inanıldığı için Seyyid diye anılır. 

Fevkalade güçlü ve zekidir. Daha çocukken dini ilimleri çok kısa bir zamanda öğrenmiştir. Cenk usullerini aynı derecede iyi bilir. Abdülvehhab Gazi tarafından kendisine ulaştırılan Hz. Peygamber'in tükürüğü sayesinde bütün dilleri konuşur. Keşiş kılığında manastırlara girip İncil'den vaazlar verir. Rahiplerle tartışarak onları mağlup eder. Hızır'la yoldaştır, sıkışık zamanlarında ondan yardım görür. Aynı şekilde perilerle de dosttur. Devler ve cadılarla savaşır, okuduğu dualarla büyülerini bozarak onları yener. Ateşte yanmaz. Vahşi hayvanlar emrine amadedir. Tabiat kuvvetlerine hakimdir. Göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeler aşar. Kullandığı silahlar Dahhak, Rüstem ve Hamza gibi eski ünlü cengaverlerin silahları, bindiği atlar onların atlarının soyundan gelen atlardır. Bunlarla kâfirlere (Hıristiyanlara) karşı savaşır. Onları İslam'a davet eder, davetini kabul etmeyenleri öldürür. 

Battalnâme esas olarak Battal Gazi'nin Anadolu'da Hıristiyanlarla (Rumlar, Ermeniler ve diğerleri) yaptığı savaşları konu edinmekle beraber, bunlarla ilgili menkıbeler büyük çapta eski Türk inançlarından ve İran peri masallarından alınan motifler ve sahnelerle süslenmiştir. Bunlar ayıklandığı zaman geri kalan savaş menkıbeleri ise 8. yüzyıldaki Emevi-Bizans mücadeleleri devrinden 11. yüzyılda Anadolu'da Türk fetihlerinin sürdüğü dönemlere kadar uzun bir zaman diliminin hatıralarını taşır. Bu savaşlarda merkez saha genellikle Malatya ve yöresidir. Savaşlar eserde siyasi bir mücadele değil bir din savaşı (İslamiyet-Hı­ristiyanlık mücadelesi) özelliği taşır. Cihat ve gaza ruhu kendini çok kuvvetli bir şekilde hissettirir. Şehirlerde oturan Müslüman Türkler arasında meydana geldiği kesin olan bu destanda Battal Gazi "yarı evliya" bir karakter sergiler, bu onun öteki Türk destan kahramanlarıyla olan en önemli ortak yanı­dır. Melik Danişmend Gazi ve Sarı Saltuk, Battal Gazi'nin isim değiştirmiş şekillerinden başka bir şey değildir. Bu da Battalnâme'nin tamamıyla Müslüman Türk geleneklerine göre oluşmuş destani bir halk hikâyesi olduğunu gösterir. 

Türk gazi tipini mükemmel bir biçimde aksettiren Battalname sadece halk arasında değil, 14. yüzyılın ikinci yarı­sından itibaren Osmanlılar'ın Rumeli topraklarında başlattıkları fetihler ve mücadeleler çağında da gaziler arasında sevilerek okunmuştur. Kısaca o, Anadolu ve Rumeli coğrafyasıyla bütünleşmiş­tir. Battalnâme, Anadolu dışında yaşayan Türk toplulukları arasında da sevilmiş, yazılıp okunmuştur. Özellikle 19. yüzyılda Rus işgali altında kalan Asya Türkleri Battalnâme menkıbeleriyle adeta teselli bulmuşlardır. 

Battalnâme, başta Doğu Anadolu olmak üzere Anadolu'nun bazı bölgelerinde bugün de eski geleneğin bir devamı olarak halk ağzında hala anlatılmaktadır. Ayrıca bazı köylerde zaman zaman Battalnâme nüshalarına rastlanması, eserin Müslüman Türk kültür hayatıyla ne ölçüde bütünleştiğini göstermesi bakı­mından dikkat çekicidir. 



Kaynak: İslam Ansiklopedisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder