Battalnâme, 8. yüzyılda Emeviler'in Bizans'a karşı açtıkları savaşlarda "el-Battal" (kahraman) lakabıyla şöhret kazanmış bir Müslüman Arap emirinin Türkler arasında yayılan kahramanlık menkıbelerinin destanlaştırıldığı anonim bir halk hikâyesidir. Nesir (düz yazı) şeklinde kaleme alınmıştır. Araştırmacıların ortak görüşüne göre 12. yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
Battalname, tarihi bir şahsiyet olduğunda şüphe bulunmayan Battal Gazi'nin menkıbevi hayatını, Anadolu'ya yerleşen Müslüman Türklerin gözüyle aksettirir.
Bu menkıbelere göre Seyyid Battal Gazi,
Hz. Ali soyundan Hüseyin Gazi'nin oğludur. Asıl adı Abdullah'tır. Peygamber soyundan geldiğine inanıldığı için Seyyid diye anılır.
Fevkalade güçlü ve zekidir. Daha çocukken dini ilimleri çok kısa bir zamanda öğrenmiştir. Cenk usullerini aynı derecede iyi bilir. Abdülvehhab Gazi tarafından kendisine ulaştırılan Hz. Peygamber'in tükürüğü sayesinde bütün dilleri konuşur. Keşiş kılığında manastırlara girip İncil'den vaazlar verir. Rahiplerle tartışarak onları mağlup eder. Hızır'la yoldaştır, sıkışık zamanlarında ondan yardım görür. Aynı şekilde perilerle de dosttur. Devler ve cadılarla savaşır, okuduğu dualarla büyülerini bozarak onları yener. Ateşte yanmaz. Vahşi hayvanlar emrine amadedir. Tabiat kuvvetlerine hakimdir. Göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeler aşar. Kullandığı silahlar Dahhak, Rüstem ve Hamza gibi eski ünlü cengaverlerin silahları, bindiği atlar onların atlarının soyundan gelen atlardır. Bunlarla kâfirlere (Hıristiyanlara) karşı savaşır. Onları İslam'a davet eder, davetini kabul etmeyenleri öldürür.
Fevkalade güçlü ve zekidir. Daha çocukken dini ilimleri çok kısa bir zamanda öğrenmiştir. Cenk usullerini aynı derecede iyi bilir. Abdülvehhab Gazi tarafından kendisine ulaştırılan Hz. Peygamber'in tükürüğü sayesinde bütün dilleri konuşur. Keşiş kılığında manastırlara girip İncil'den vaazlar verir. Rahiplerle tartışarak onları mağlup eder. Hızır'la yoldaştır, sıkışık zamanlarında ondan yardım görür. Aynı şekilde perilerle de dosttur. Devler ve cadılarla savaşır, okuduğu dualarla büyülerini bozarak onları yener. Ateşte yanmaz. Vahşi hayvanlar emrine amadedir. Tabiat kuvvetlerine hakimdir. Göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeler aşar. Kullandığı silahlar Dahhak, Rüstem ve Hamza gibi eski ünlü cengaverlerin silahları, bindiği atlar onların atlarının soyundan gelen atlardır. Bunlarla kâfirlere (Hıristiyanlara) karşı savaşır. Onları İslam'a davet eder, davetini kabul etmeyenleri öldürür.
Battalnâme esas olarak Battal Gazi'nin Anadolu'da Hıristiyanlarla (Rumlar,
Ermeniler ve diğerleri) yaptığı savaşları
konu edinmekle beraber, bunlarla ilgili
menkıbeler büyük çapta eski Türk inançlarından ve İran peri masallarından alınan motifler ve sahnelerle süslenmiştir.
Bunlar ayıklandığı zaman geri kalan savaş
menkıbeleri ise 8. yüzyıldaki Emevi-Bizans mücadeleleri devrinden 11. yüzyılda
Anadolu'da Türk fetihlerinin sürdüğü
dönemlere kadar uzun bir zaman
diliminin hatıralarını taşır. Bu savaşlarda
merkez saha genellikle Malatya ve
yöresidir. Savaşlar eserde siyasi bir mücadele değil bir din savaşı (İslamiyet-Hıristiyanlık mücadelesi) özelliği taşır. Cihat ve gaza ruhu kendini çok kuvvetli bir şekilde hissettirir. Şehirlerde oturan Müslüman Türkler arasında meydana
geldiği kesin olan bu destanda
Battal Gazi "yarı evliya" bir karakter sergiler, bu onun öteki Türk destan kahramanlarıyla
olan en önemli ortak yanıdır. Melik Danişmend Gazi ve Sarı Saltuk,
Battal Gazi'nin isim değiştirmiş şekillerinden
başka bir şey değildir. Bu da
Battalnâme'nin tamamıyla Müslüman Türk
geleneklerine göre oluşmuş destani bir halk hikâyesi olduğunu gösterir.
Türk gazi tipini mükemmel bir biçimde
aksettiren Battalname sadece halk
arasında değil, 14. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlılar'ın Rumeli topraklarında
başlattıkları fetihler ve mücadeleler çağında da gaziler arasında
sevilerek okunmuştur. Kısaca o, Anadolu
ve Rumeli coğrafyasıyla bütünleşmiştir. Battalnâme, Anadolu dışında yaşayan
Türk toplulukları arasında da sevilmiş,
yazılıp okunmuştur. Özellikle 19.
yüzyılda Rus işgali altında kalan Asya
Türkleri Battalnâme menkıbeleriyle adeta
teselli bulmuşlardır.
Battalnâme, başta Doğu Anadolu olmak
üzere Anadolu'nun bazı bölgelerinde
bugün de eski geleneğin bir devamı
olarak halk ağzında hala anlatılmaktadır.
Ayrıca bazı köylerde zaman zaman Battalnâme
nüshalarına rastlanması, eserin Müslüman Türk kültür hayatıyla ne
ölçüde bütünleştiğini göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
Kaynak: İslam Ansiklopedisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder