Sayfalar

3 Ocak 2017 Salı

Dânişmend Gazi Destanı/Dânişmendnâme

Danişmendname, Melih Danişmend Ahmed Gazi

Selçuklu dönemi Türkçe eserlerinden biri olan Danişmendnâme; Sivas, Tokat, Niksar, Amasya, Çorum şehirlerini fetheden Melik Dânişmend Ahmed Gazi'nin efsanevi kişiliği çevresinde oluşmuş, 13. yüzyılda yazıya geçirilmiş bir destandır. 

Dânişmendnâme, Melik Ahmed Dânişmend Gazi'nin Malatya'da doğumu ile başlar. Battal Gazi'nin torunu Sultan Turasan'la arkadaş olur. Bir yandan silahşörlük, diğer yandan da bilim öğrenen Melik Ahmed Gazi'ye "bilgili" anlamına gelen "Dânişmend" lakabı verilir. Rüyasında gördüğü peygamberden fetih müjdesi alarak arkadaşı Sultan Turasan'la Anadolu'nun fethine koyulurlar. Kendilerine katılan Çavuldur Çaka, Süleyman b. Numan ve Kara Tekin gibi kahramanlarla birlikte harap olmuş Sivas kalesine gelirler ve burayı onararak kendilerine merkez yaparlar. Dânişmend Gazi, destanda daha sonra birinci dereceden yol arkadaşı olacak olan Rum savaşçısı Artuhı ile savaşıp onu yener ve ona İslamiyet'i kabul ettirir. Bundan sonra Tokat, Niksar, Çorum ve Amasya'nın fethine koyulurlar. Melik Gazi, Canik bölgesinin fethine çıkarken Niksar'da şehit olur. 

Dânişmendnâme; Battalnâme, Hamzanâme, Ebâ Müslümnâme gibi destani eserler halkası içinde önemli ve farklı bir yere sahiptir. Dânişmendnâme'yi diğer İslamî Türk destanlarından ayıran özelliklerin başında yöresel renkler taşıması gelir. Bu eserlerdeki kahramanlar, olaylar ve mekanlar yarı olağanüstü ve masalsı ögeler taşır. Oysa Dânişmendnâme'nin kahramanları belirli bir tarihî kişiliğe sahip Melik Dânişmend Ahmed Gazi'dir. Mekanlar Tokat, Sivas, Amasya, Çorum ve yörelerindeki gerçek yerleşim birimleridir. Olaylar Danişmendli tarihiyle hemen hemen aynı zamanda gelişir.

Danişmend Gazi destanı

Eserin yazılış tarihi, tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir. İlk olarak Anadolu Selçuklu hükümdarı 2. İzzeddin Keykavus'un emri ile 1245'te Mevlânâ Alâ adlı yazar, halk arasındaki yaygın rivayetleri yazıya geçirmiştir. Bu nüshanın dili çok ağır olduğu için 2. Murad zamanında (1360) Tokat kalesi dizdarı Ârif Alî tarafından tekrar kaleme alınmış, nazım bölümleri eklenmiştir. 17 meclis (bölüm) olarak düzenlenen Dânişmendnâme'nin bu nüshası elde bulunanların en eskisidir.

Destanın üçüncü safhasını da Mirkâtü'l-cihâd oluşturur. Osmanlı tarihçisi Gelibolulu Mustafa Âlî, Sivas'taki görevinden azledildiği sırada Niksar'a uğrar. Orada bir hafta kadar kalır. Bu sırada Dânişmendnâme'nin Ârif Âlî yazmasının bir nüshasını bulur. Eser, daha önce bu kitabın içeriği hakkında az çok bilgi sahibi olan yazarın ilgisini çeker. Bu nüshayı alarak kırk gün içinde yazar. Âlî, eserin konusuna sadık kalmakla birlikte dilini kendi devrinin diline yani 16. yüzyıl Osmanlı Türkçesine aktarır. Metin, dil bakımından esaslı biçimde değiştirilmesine rağmen özellikle savaş tasvirlerinin anlatıldığı bölümlerde Ârif Âlî nüshasına yaklaşır. Mirkâtü'l-cihâd, iki asırlık bir süre içinde Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlı Türkçesine geçişin aşamalarını, dildeki esaslı değişmeyi göstermesi bakımından önemli bir metindir.


Kaynak: Türk Dili Tarihi, Prof. Dr. Ali AKAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder