Sayfalar

10 Ocak 2017 Salı

13. ve 14. Yüzyılda Coşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler (Şiirler)

Oğuz Türkçesinin Anadolu'daki ilk ürünleri


13. ve 14. yüzyılda edebî metinler üzerinde etkili olan en önemli unsurlar İslamiyet ve tasavvuftur. Bu nedenle de bu dönemde oluşturulan edebî metinlerde çoğunlukla tasavvufi temalar ele alınmış; bu temalar herkesin anlayabileceği bir dille ortaya konmuştur.

13. ve 14. yüzyılda yazılan coşku ve heyecanı dile getiren metinler (şiirler) şunlardır: 


1. İlahi

Tekke şiirinde/dini-tasavvufi halk şiirinde Allah'a yalvarmak, onun acımasını dilemek, ona olan sevgiyi dile getirmek amacıyla yazılan şiirlerin genel adıdır. Tarikatlara göre değişik adlar alır. Tekkelerde, dinî tasavvufî edebiyatın gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Biçimsel olarak ayırt edici bir özellik taşımayan ilahiler, genel olarak 7'li, 8'li ve 11'li hece ölçüsü ve dörtlük birimiyle yazılmıştır. Aruz ölçüsüyle ve beyitle yazılan ilahilere de rastlanır. İlahi'nin söylendiği tarikata göre değişen, kendine özgü bir bestesi vardır.

Türk edebiyatında ilahi nazım türünün en önemli temsilcisi Yunus Emre'dir.


Işkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanaram dün ü güni
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinürem
Ne yokluğa yerinürem
Işkınula avunuram
Bana seni gerek seni

Işkın âşıklar öldürür
Işk denizine daldırır
Tecelliyle doldurur
Bana seni gerek seni

Işkın zencirini üzem
Delü olam dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana seni gerek seni 


Eğer beni öldüreler 
Külüm göğe savuralar 
Toprağım anda çağıra 
Bana seni gerek seni 

Sûfîlere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni 

Ne Tamu'da yer eyledüm
Ne Uçmak'da köşk bağladum
Senin içün çok ağladum
Bana seni gerek seni 

Cennet cennet dedikleri
Bir ev ile birkaç huri
İsteyene virgil anı
Bana seni gerek seni 

Yusuf eğer hayalini
Düşde göreydi bir gice
Terk ideyidi mülklerin
Bana seni gerek seni 

Yunus çağırurlar adum
Gün geçdükçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni

Yunus Emre

ışk: aşk.
dün ü gün: gece ve gündüz.
yerinmek: Kederlenmek, üzülmek, mahzun olmak.
tecellî: Allah’ın sırlarının ve kudretinin doğa, şahıs ve nesnelerde görünmesi.
üzmek: koparmak, ayırmak, kesmek.
ahî: Ahîlik teşkilatında bulunan, fütüvvet ehli, kardeş.
tamu: cehennem.
uçmak: cennet.
virgil: vermek fiilinin ikinci tekil kişi çekimi:ver.
an: üçüncü tekil kişi zamiri:o.
od: ateş.
maksûd: istenen, amaçlanan.




2. Nefes

Alevi-Bektaşi tekkelerinde okunan ilahi benzeri dini-tasavvufi içerikli şiirlere nefes denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri ve tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8 ve 11'li kalıplarıyla yazılır. Az da olsa aruzla yazılanlara da rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı genellikle 3-7 arasında değişir.

Beğlerimüz, Avlan Gölün üstüne
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelür şahum Abdal Musa'ya

Urum abdalları gelür dost deyü
Eğnimüzde aba, hırka, post deyü
Hastaları gelür, derman isteyü
Sağlar gelür şahum Abdal Musa'ya

Meydanında dara durmuş gerçekler
Çalınur koç kurbanlara bıçaklar
Döğülür kudümler, altın sancaklar
Tuğlar gelür şahum Abdal Musa'ya

Benim bir isteğüm vardır Kerim'den
Münkir bilmez, evliyanın sırrından 
Kaygusuz'am ayru düşdüm pirimden
Ağlar gelür şahum Abdal Musa'ya

Kaygusuz Abdal


3. Gazel

Anadolu’da Oğuz Türkçesiyle oluşturulan ilk eserlerde ağırlıklı olarak dinî-tasavvufî temalar işlenmekle birlikte XIII. yüzyılın sonlarından itibaren din dışı temalar da işlenmeye başlanmıştır. Bu dönemde oluşturulan din dışı temalı şiirlerde nazım biçimi olarak genellikle gazel kullanılmıştır.

Gazelin birim değeri (nazım birimi) beyit, birim sayısı 5-15, ölçüsü aruzdur. Kafiye düzeni “aa ba ca da…” biçimindedir. Gazelin ilk beytine matla, son beytine makta, en güzel beytine beytü’l-gazel ya da şah beyit denir. Gazel şairi mahlasını şiirin genellikle son beytinde söyler.

Türk edebiyatına İran edebiyatından geçen bir nazım biçimi olan gazel, divan edebiyatında yaklaşık altı yüzyıl boyunca en çok kullanılan nazım biçimi olmuştur. Anadolu’da din dışı temaların ele alındığı ilk gazeller, divan edebiyatının kurucusu da sayılan Hoca Dehhânî tarafından yazılmıştır.

Gazel
1. Sabreyle gönül derdine derman ire umma
Can atma oda bîhûde cânân ire umma

2. Gözün sadefinden nice dürdane dökersin
Şol dişi güher dudağı mercan ire umma

3. Gül vaslı dilersen ko bu feryâdı î bülbül
Gül gonca bigi ağzı gülistân ire umma

4. İncedise hecr ile karınca gibi belin
Firkât niçe bir ola Süleyman ire umma

5. Yakûb bigi hüzn ile katlan bir iki gün
Bir gün haber-i Yusuf-ı Kenan ire umma

6. Feryad ü figân itme î bülbül dahi ağzın
Yum gonca bigi yine gülistan ire umma

7. Maksûd anın kim ele düşvâr irişür
Yırtma yakanı elüne âsân ire umma

8. Ağyâr elinden sana bil şol yâr iremez
Âşkâr ola bir gün pinhan ire umma

9. Bu resme ki Dehhani durur şem' bigi zâr
Başdan ayağa ömrüni pâyân ire umma

Günümüz Türkçesiyle
1. Sabret gönül, derdine derman bulacağını sanma
Canını boşuna ateşe atma, sevgilinin (sana) ulaşacağını umma

2. Gözün sadefinden ne kadar çok inci dökersin (ağlarsın)
O dişi mücevher, dudağı mercan (gibi olan sevgilinin) sana erişeceğini sanma

3. Güle kavuşmayı dilersen, ey bülbül, bırak bu feryadı
Ağzı gül goncası (olan sevgilinin), o gül bahçesine benzeyenin (sana) erişeceğini umma

4. Belin ayrılık yüzünden karınca gibi inceldiyse
Ayrılık ne kadar sürerse sürsün, Süleyman'ın erişeceğini umma

5. Yakup (peygamber) gibi (ayrılığa) bir iki gün üzüntüyle katlan
Bir gün Kenanlı Yusuf'un (yaşadığı haberi gibi sevgilinin sana geleceği haberinin) ulaşacağını sanma

6. Ey bülbül, ağlayıp sızlanma ağzını da gonca gibi yum,
O gül bahçesine (benzeyen sevgilinin) sana erişeceğini sanma

7. (Sevgiliye kavuşma) ereği, ele zor geçer
Yakanı yırtma (bununla) eline kolayca geçeceğini sanma

8. O sevgili, düşmanların (onu seven diğer âşıkların) elinden (kurtulup da) sana ulaşamaz
Bu açık bir gerçektir, birgün onun gizlice geleceğini umma

9. Dehhani, böyle, mum (un damla damla erimesi) gibi gözyaşı dökersin
(Ağlayarak) ömrünün sona ereceğini umma


Kaynaklar
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Palme Yayıncılık
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Esen Yayınları
10. Sınıf Türk Edebiyatı, Editör Yayınevi
http://www.edebiyatogretmeni.org/13-ve-14-yuzyillarda-cosku-ve-heyecani-dile-getiren-metinler/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder